Direnme zamanı

 
Direnme zamanı Direnme zamanı

Faşist zihniyet yüz yılı aşkın geçmişi boyunca çok yol kat etti. Günümüzdeki neo-faşist zihniyet, bu yüzyılın başlarından itibaren demokratik-faşizm denen bir personayla hareket etme becerilerini çok geliştirdi. Direnişler kişisel varoluş alanlarımızın yerine toplumsal varoluş alanlarımıza öncelik tanımamızla başlar. Nitekim ülkemizde muhalefeti daima ılımlı, söz dinleyen ve sokağa çıkmayan bir politik yapıya dönüştürmede bu düşünsel evrimden ne denli beslenildiği çok açıktır. . Direniş, anlam içeriğini eylemde bulan bir kavramdır. Bu ülke, derviş, tekke ve tarikatların ülkesi değildir; hiç olmamıştır, olmasına da hiçbir şekilde seyirci kalmayacağız. Bu yüzden direniş, eylem gibi düşünceleri gündem dışı tutmayı her zamankinden daha iyi başarabiliyor. Direnmek için kişisel varoluşlarımızı, toplumsal varoluşlarımızla ikame etmek zorundayız. Çünkü, kişisel yaşam alanları içindeki romantik varoluşlarımız direnişin ve devrimin intihar alanlarıdır. İşte şimdi tam da bu zihniyetle mücadele etme zamanıdır, tam da bu zihniyetin var ettiği sandık demokrasisi kültüründen uzaklaşma ve demokrasiyi her alanda, her durumda ve her koşulda ayağa kaldırma zamanıdır.

Direnme zamanı

Direniş, anlam içeriğini eylemde bulan bir kavramdır. Bu ülke, derviş, tekke ve tarikatların ülkesi değildir; hiç olmamıştır, olmasına da hiçbir şekilde seyirci kalmayacağız. İşte şimdi tam da bu zihniyetle mücadele etme zamanıdır, tam da bu zihniyetin var ettiği sandık demokrasisi kültüründen uzaklaşma ve demokrasiyi her alanda, her durumda ve her koşulda ayağa kaldırma zamanıdır. Bu yüzden direniş, eylem gibi düşünceleri gündem dışı tutmayı her zamankinden daha iyi başarabiliyor. Günümüzdeki neo-faşist zihniyet, bu yüzyılın başlarından itibaren demokratik-faşizm denen bir personayla hareket etme becerilerini çok geliştirdi. Direnmek için kişisel varoluşlarımızı, toplumsal varoluşlarımızla ikame etmek zorundayız. Faşist zihniyet yüz yılı aşkın geçmişi boyunca çok yol kat etti. Nitekim ülkemizde muhalefeti daima ılımlı, söz dinleyen ve sokağa çıkmayan bir politik yapıya dönüştürmede bu düşünsel evrimden ne denli beslenildiği çok açıktır. Çünkü, kişisel yaşam alanları içindeki romantik varoluşlarımız direnişin ve devrimin intihar alanlarıdır. . Direnişler kişisel varoluş alanlarımızın yerine toplumsal varoluş alanlarımıza öncelik tanımamızla başlar.